Kaygılı Çocuklar
1-3 Yaş, 3-5 Yaş, 6-11 Yaş
Kaygı hepimizin günlük hayatlarında farklı seviyelerde yaşadığı doğal bir duygudur. Çocuklar ve gençler de yeni bir okula başlarken, yeni bir ortama girerken, sınav öncesi, arkadaşları ile buluşacakları zaman, yalnız kaldıklarında, karanlıkta veya gece yatmaya gittiklerinde zaman zaman kaygılanabilirler. Bazı kaygılar belirli yaş dönemlerinde görülebilir. Mesela, anaokuluna başlayan bir çocuğun anneden ayrılma zorlukları yaşaması veya gece yattığında canavar ve hayaletlerin varlığından korkması doğaldır. Aynı şekilde ergenlik çağındaki bir gencin de “arkadaşlarım beni seviyorlar mı?, beni beğeniyorlar mı?” endişeleri de o döneme ait kaygılardır. Ancak, kaygı doğal ve hayatlarımızda gerekli bir duygu olmasına rağmen, kontrolden çıkabilir ve çocukların günlük hayatlarını ve öz güvenlerini olumsuz etkileyebilir. Böyle durumlarda, çocuklar ve gençler desteğe ihtiyaç duyabilir.
Kaygıyı deneyimleme ve gösterme şekli her yaş grubu ve her çocuk için farklı olabilir. Bazı çocuklar duygularını rahatça ifade ederken bazı çocukların davranışlarına yansıyabilir, bazı çocuklarda ise karın ağrısı, baş ağrısı, terleme, titreme vb. fiziksel semptomlarla ortaya çıkabilir. Küçük çocuklarda kaygı altını ıslatma, anne veya babaya yapışma hali, hırçınlık, ağlama, isteksizlik kötü rüya görme, gece yarısı uyanma veya uykuya dalmakta zorluk gibi uyku sorunları şeklinde kendini gösterebilir. Daha büyük çocuklarda ise, akademik zorlanma, konsantrasyon sıkıntıları, uyku ve iştah problemleri, sürekli endişe hali, huzursuz duygudurum, “kötü bir şey olacak”, “yapamayacağım”, “beceremeyeceğim”, “kimse beni sevmiyor”, “yanlış bir şey yapacağım” gibi negatif düşünceler ile kendini gösterebilir. Bunlarla birlikte, çocuklar sevdiği, keyif ve zevk aldığı durumlardan uzak durmaya, o durumlara girmeye isteksiz olmaya başlayarak kaçınmaya çalışırlar. Aslında kaçınma bir çocuğun ve gencin kaygılı olduğunun en temel göstergelerinden biridir. Eğer kaçınmalar, zorlanmalar, negatif düşünceler ve endişeli duygudurum uzun süre devam ediyorsa ve çocuğun akademik, sosyal ve aile hayatındaki işlevselliğini bozuyorsa mutlaka destek alması gerekir.
Çocukların ve gençlerin kaygı duygusunu yaşamasını engelleyemeyiz, ancak kaygı ile baş etmeyi, kaygı yaşadıkları durumlardan kaçınmamayı ve hatta o durumlarla adım adım yüzleşerek kaygı ile baş etmeyi öğretip, onları güçlendirebiliriz.