Gençleri Bağımlılıktan Korumak İçin Nasıl Bir Yaklaşım Geliştirilmeli?

Bu yazıda gençlerin bağımlılık yapıcı maddelerden korunmaları ve alınabilecek önlemleri bulabilirsiniz.

Sigara, alkol ve uyuşturucu kullanımının önlenmesi, çocukların yaşıyla uyumlu olmalı; korunmasız olanlara odaklanmalı ve fiyat, ulaşılabilirlik ve reklam kurallarıyla uygunluğu sağlanmalı.

Gençlerin sigara, alkol veya uyuşturucu kullanmasını önlemek için üç temel unsuru birleştirmek gerekir. Öncelikle, herhangi bir program, söz konusu çocuğun yaşına gelişimsel olarak uygun olmalıdır. İkincisi, yaklaşım kademelendirilmelidir -kırılgan gençler çoğu zaman çoğunluğun ihtiyaç duyduğundan farklı yaklaşımlara ihtiyaç duyar. Üçüncüsü, stratejinin tüm unsurları bütünleştirilmeli ve karşılıklı olarak pekiştirilmelidir. Örneğin, içki satan yerlerde yaş kısıtlamaları uygulanmıyor ve futbol maçlarında bira reklamı yapılıyorsa, gençlere alkolden uzak durmalarını söylerken boşa çaba harcıyorsunuz demektir.

Önlemeyi önce çocuk gelişimi çerçevesinde ele alalım. Bir çocuk hâlâ lego oynuyorsa, esrar kullanımını gündemine almak büyük ölçüde anlamsızdır; hatta etik olarak tartışmalıdır. Bu yaştaki çocuklar genellikle içki ve sigara içmez. Gerçekten de, çocuklar çok küçükken bu konuyu gündeme alırsanız, onların uyuşturucu ve alkole ilgisinin azalmasına değil artmasına neden olabilirsiniz. Bunun yerine önleme, ebeveynlere odaklanmalı, onları çocukların büyüdüğü ve bu maddelere ilgi duyabilecek zamana geldiği döneme hazırlamalıdır.

EBEVEYN İLETİŞİMİ ÖNEMLİ

Bazılarının denemeler de yaptığı 13, 14, 15 yaşlarına gelene kadar çocukları hedef almak zorunda değilsiniz. Araştırma bulguları, gençler arasında madde kullanımını önleme veya azaltma konusunda ebeveyn etkisini mercek altına almaktadır. Uzunlamasına araştırmalar, ebeveynlerin sigara ve alkol konusunda kurallar koymasının yararlı olabileceğini bulmuştur. Diğer araştırmalar, ebeveyn ve çocuk arasında birbirinin görüşlerini önemsedikleri iyi bir iletişimin, gençler arasında madde kullanımı üzerinde olumlu bir etkiye sahip olabileceğini düşündürmektedir.

Biraz daha büyüyüp 17-18 yaşlarına gelip sigara-alkol satın almayı denedikleri durumda da, dikkatler sadece ebeveyn ve çocuklara değil, bu malları asıl tedarik edenlere; yani bar sahipleri ve bayilere de odaklanmalıdır. Bu kişilerin yaş sınırını kontrol etmek için eğitilmesi gereklidir. Asgari içki içme yaşının sınırlanması, alkol kullanımının azalmasıyla bağlantılıdır ve yaş sınırlamasına uyulduğu ölçüde, alkol satışlarında düşüş gözlenmektedir. Artan vergilerin mal fiyatlarına yansıması da özellikle gençler için önemlidir. Tütün satış fiyatındaki yüzde 20'lik bir artışın, kısa vadede Hollanda'daki genç sigara tiryakilerinin sayısını 20 bin kişi kadar azaltabileceği hesaplanmıştır.

GENÇLER BAĞIMLILIĞI HAFİFE ALABİLİYOR

Önleme stratejilerinin ikincisi kademeli bir yaklaşımı esas alır. Okullarda uygulanan standart programların çoğu zaman güçlü ve kalıcı etkileri yoktur. Pek çok çocuk, 12 – 13 yaşındayken büyük olasılıkla uyuşturucu veya alkol kullanmayacağından -yüzde 80’den fazlası bu alanda risk almayacağından- desteğe özel olarak ihtiyaç duymaz. Bununla birlikte, standart önleme faaliyetleri -yani uyuşturucu ve alkolün tehlikeleri hakkında bilgilendirme- yine de önemli bir role sahiptir. Çünkü bazı çocuklar sigarayı deneyebileceklerini, birkaç ay sigara içebileceklerini ve sonra kolayca bırakabileceklerini düşünüyor. Bu efsane çürütülmeli. Sigaranın nasıl bağımlılık yaptığı ve birkaç ay sonra bırakılamayacağını bilmeleri gerekiyor. Standart bilgilendirme programları, çoğunluğun azınlığı durdurmasına yardımcı olur; akran baskısı, sigara ve içki içmeyi azaltabilir. Sigara reklamlarının yasaklanması da yararlı olabilir. 22 ülkeyi kapsayan bir araştırma, yasağın yaygın ve kapsayıcı olması koşuluyla, reklam yasaklarının tütün tüketimini azalttığını ortaya koydu. Sınırlı bir reklam yasağı hiç değilse bile çok az etki sağladı. Madde kullanımına karşı kitle iletişim kampanyaları üzerine yapılan araştırmalar, bunların farkındalık yaratma, bilgiyi artırma ve halkın tutumunu değiştirmeye katkıda bulunduğunu göstermektedir.

Gençlerin küçük bir bölümünde alkol ve sigara kullanım riski yüksektir. Bunun nedeni, daha önce denemiş olmaları, ebeveynlerinin kullanıyor olması ya da belki bu konuda daha hassas olmalarını sağlayan kişilik özelliklerine sahip olmaları olabilir. Belki de depresyon sorunları yüzünden diğer çocuklardan daha fazla heyecan arıyor olabilirler. Bu nedenle, standart programların yanı sıra bu gençlere ve anne-babalık becerileri konusunda desteğe ihtiyaç duyan ebeveynlerine ek yardım hedeflenmelidir. Kendileri depresif veya heyecan arayan kişiler oldukları için çocuklarına doğru yolu göstermeyi bilmiyor olabilirler. Bu "kademeli" yaklaşım yalnızca daha etkili değil aynı zamanda -herkese her şeyi yüklemek ağır geleceğinden- daha uygun maliyetlidir.

SİGARA VE ALKOL, ENDÜSTRİLERE BIRAKILMAMALI

Üçüncüsü, madde bağımlılığına ilişkin okul düzeyinde ne çeşit bir önleme çalışması yapılırsa yapılsın, ulusal ve yerel politikalar tarafından desteklenmediği durumda çabaların büyük bölümü boşa gidecektir. Örneğin, büyük spor etkinlikleri sırasında bira ve sert içkilerin reklamı yapılırsa, gençler normlar hakkında, okullarında öğretilenle çelişen bir mesaj alır. Yalnızca ulusal otoriteler bu konularda başarılı bir şekilde kurallar oluşturup uygulayabilir: Sigara ve alkol endüstrilerinin kuralları kendilerinin koyduğu durumda ne yeterince güçlü, ne de iyi uygulanan kurallar işleyecektir, ki bu bir çok kez kanıtlanmış durumdadır.

 

Referans:

Kleinjan M & Engels RCME (2014), Substance use: Determinants and opportunities for prevention in the family and school context, New Directions for Youth Development 141. https://childandfamilyblog.com/young-people-smoking-drinking-drugs-3/


Yorumlar
Yorum eklemek için giriş yapmalısınız