Zoom Yorgunluğu ve Çareleri-1

Artık araştırmalarla desteklenen ve “zoom yorgunluğu” olarak tanımlanan bu durumun çareleri üzerine konuşuluyor. Peki nedir bu Zoom Yorgunluğu? Cevabı bu blogda!

Pandemiyle birlikte büyük bir hızla hayatımıza giren “uzaktan çalışma/eğitim” gibi pratikler bizleri iletişim için dijital platformları daha yoğun kullanmaya zorladı. Yine hızlı bir biçimde özellikle görüntülü iletişim araçlarının insanları beklenmedik şekilde yorduğu gözlendi. Bugün artık araştırmalarla desteklenen ve “zoom yorgunluğu” olarak tanımlanan bu durumun çareleri üzerine konuşuluyor.

National Geographic'te bir yıl arayla yayımlanan iki yazıda “Zoom yorgunluğu” farklı boyutlarıyla ele alınıyordu: Geçen yıl 24 Nisan'da yayımlanan “Zoom yorgunluğu beyni zorluyor. İşte nedenleri” başlıklı ve Julia Sklar imzalı yazıda online görüşmelerin insan için nasıl zorlayıcı olduğu açıklanırken, bu yıl 14 Nisan'da yayımlanan “Zoom yorgunluğu yıllarca bizimle olabilir. İşte nasıl baş edeceğimiz” başlıklı ve Theresa Machemer imzalı yazıdaysa bu durum için neler yapılabileceği üzerinde duruluyor. Başlıklarda yaşanan dönüşümden anlaşılan o ki, bir yıl önce bir sorun olarak keşfedilmiş olan bu durum, artık kabullenilmesi/baş edilmesi ve çözüm aranması gereken bir soruna dönüşmüş oluyor.

“Video görüşmeler uzaktan çalışmanın bir çözümü olarak görülüyordu ancak psikolojimizi çok karmaşık biçimlerde etkiliyor. Pandemiye yanıt olarak video görüşmelerde yaşanan patlama, resmi olmayan bir toplumsal deneyi başlattı.” girişiyle başlayan geçen yılki yazıda bu deneyin ortaya çıkarttığı ilk sonuçlar ve video görüşmelerin insan psikolojisindeki olumsuz etkileri üzerinde duruluyor.

ÖZELLİKLE DERS VERENLER YORULUYOR

Özellikle ders veren kişilerin normal derslere göre daha fazla yorgunluk hissettiğini bildirdiği anekdotlar üzerinde durulurken, kabaca “zoom yorgunluğu” olarak adlandırılan bu durumun, sanal etkileşimlerin beyin üzerinde yarattığı zorluklar olarak görülebileceği belirtiliyor. Sadece zoom uygulaması değil, Hangouts, Skype, Facetime ya da benzer başka uygulamalar için de aynı sorunların yaşandığı kaydediliyor.

Virginia’daki Norfolk Eyalet Üniversitesi’nde siber psikoloji profesörü yardımcı doçenti Andrew Franklin, "Gerçekten bunun bir mücadele konusu olduğunu gösteren çok sayıda araştırma var." diyor. Ortamın düzgün, küçük bir ekranla sınırlı olduğu ve birkaç bariz dikkat dağıtıcı unsurun dışında bir sıkıntı yokmuş gibi göründüğü halde insanlar şaşkınlık içinde video görüşmelerin ne kadar zorlayıcı olduğunu fark ediyor.

ALIŞILMIŞ İLETİŞİM BİÇİMİNDEN MAHRUM KALMA

Yazıya göre, insanlar sessizken de iletişim kuruyor. Yüz yüze görüşmelerde beyin kısmi olarak söylenen sözlere odaklanıyor; birinin size bakıp bakmadığı ya da düzinelerce başka sözlü olmayan ipucundan da anlamlar çıkarıyor. Bu ipuçları iletişimde özel önem taşıyor. İnsanlar sosyal hayvanlar olarak evrimleştiğinden, bu ipuçları doğal. Ayrıştırmak için çaba harcamıyoruz ve duygusal yakınlık için zemin oluşturuyor. İşte bunların olmadığı durumda zihnimiz alışık olduğu iletişim biçiminden mahrum kalıyor; bütünselliği kurmada sorun yaşıyor ve fazladan efor harcamak zorunda kalıyor.

Tipik bir video görüşmesi bu yerleşik yetenekleri bozuyor ve bunun yerine kelimelere dönük sürekli ve yoğun bir dikkat gerektiriyor. Bir kişi sadece omuzlarından yukarısı çerçevelenmişse, el hareketlerini ve diğer vücut dilini görme olasılığı ortadan kalkıyor. Video kalitesi zayıfsa, küçük yüz ifadelerinden bir şeyler elde etme ümidi kesiliyor.

Franklin, "Bu sözlü olmayan ipuçlarına gerçekten bağımlı olan biri için, bunlara sahip olmamak büyük bir yük olabiliyor." diyor. Uzun süreli göz teması, eldeki en güçlü yüz ipucu haline geliyor ve bu da çok uzun sürdüğünde, tehdit ya da aşırı yakınlık gibi dağıtıcı hisleri beraberinde getirebiliyor.

GALERİ TARZI EKRANLAR ÇOK ZORLUYOR

Çok kişinin göründüğü erkanlar bu yorucu sorunu büyütüyor. Tüm katılımcıların göründüğü galeri tarzı ekranlar beynin merkezi bakışına meydan okuyor ve onu, konuşmacı dahil hiçbirinin aynı anda anlamlı görünmediği çok sayıda insanı çözmeye zorluyor.

Franklin, "Çok sayıda faaliyette bulunuyoruz, ancak kendimizi hiçbir zaman özellikle herhangi bir şeye odaklanmaya adamıyoruz." diyor. Psikologlar buna “sürekli kısmi dikkat” diyorlar ve gerçek ortamlar için olduğu kadar sanal ortamlar için de geçerli. Aynı anda yemek pişirmenin ve okumanın ne kadar zor olacağını bir düşünün. Grup görüntülü sohbetini takip etmek, beyninizin çabaladığı ve genellikle başarısız olduğu türden bir çoklu görevdir.

Bu, grup görüntülü sohbetlerinin bir seferde sadece iki kişi konuşurken geri kalanların dinlediği sessiz panellere dönüşmesi ve giderek daha az işbirlikçi hale gelmesini beraberinde getirir. Her katılımcı bir ses kanalı kullandığından ve diğer tüm seslerin farkında olduğundan, paralel konuşmalar imkansızdır. Aynı anda tek bir konuşmacı görüntülerseniz, aktif olmayan katılımcıların nasıl davrandığını anlayamazsınız - bu, normalde çevresel görüşle anlayacağınız bir şeydir.

BEYNİN SÖZLÜ OLMAYAN İPUÇLARINA İHTİYACI VAR

Uzun süreli dikkat bölünmesi, kimileri için hiçbir şeyi tamamlayamadığı halde kafa karıştırıcı bir tükenmişlik duygusu yaratır. Beyin, bulamadığı sözlü olmayan ipuçlarını aramaya aşırı odaklanırken, alışık olmadığı aşırı uyaranlarla boğulur.

Franklin, bu nedenle geleneksel bir telefon görüşmesinin beyne daha az zarar verebileceğini söylüyor çünkü onun basit bir taahhüdü var: Sadece sesi iletmek.

Diğer taraftan video görüşmelerine ani geçiş, birden fazla kişinin konuşmasıyla bunalan otizmlilerde olduğu gibi yüz yüze görüşmelerde nörolojik zorluklar yaşayan kişiler için bir nimet oldu.

Gelişimsel ve zihinsel engelli kişilerin çevrimiçi ortamda nasıl sosyalleştiğini inceleyen Québec Outaouais's Üniversitesi'nden Claude Normand, bu sonucun araştırmalarla desteklendiğini söylüyor. Otizmi olan kişilerin, canlı görüşmelerde konuşma sırasının kendilerine geldiğini anlamakta güçlük çektiğine işaret eden Normand, bu nedenle, video görüşmelerinde konuşmacılar arasında sık sık yaşanan gecikmenin avantaj sağladığını söylüyor. Normand, "Çevrimiçi Zoom görüşmelerinde, konuşma sırasının kimde olduğu belli." diyor.

BASİT ÇARELER VE ÖNERİLER

Bununla birlikte, görüntülü sohbet, yüksek ses ve parlak ışıklar gibi duyusal tetikleyicileri şiddetlendirebileceğinden otizm spektrumundaki başka kişilerin hâlâ güçlük yaşayabileceğini ekliyor.

Genel olarak, görüntülü sohbet, kişiler arası bağlantının birkaç yıl öncesine kadar imkansız görünen şekillerde gelişmesine olanak verdi. Bu araçlar, ilişkileri uzaktan sürdürmemizi, çalışma odalarına uzaktan bağlanmamızı sağlıyor ve yaratabilecekleri zihinsel yorgunluğa rağmen, pandemi sırasında bir çeşit birliktelik duygusuna imkan sağlıyor.

İnsanlar, görüntülü sohbetin neden olabileceği zihinsel karışıklıkla başetmeyi öğrendiklerinde, Zoom yorgunluğunun azalması mümkün olabileceği ifade ediliyor. Normand, rahatsız olduğunuzu fark ettiğiniz ya da aşırı uyarılmış hissettiğinizde kameranızı kapatmanızı öneriyor. Çok iyi tanımadığınız insanlarla zorlu konuşmalar sırasında beliren bazı sözlü olmayan ipuçlarını mutlaka algılamak istediğiniz zamanlar için ya da sevdiğiniz birini görmekten aldığınız sıcaklığı hissetmeyi istediğiniz zamanlar için enerji tasarrufu yapmanızı öneriyor. Toplantı telefonla yapılabilecek bir iş toplantısıysa aynı zamanda yürümeyi deneyebilirsiniz. Normand, “Yürüyüş toplantılarının yaratıcılığı geliştirdiği ve stresi azaltma olanağı sağladığı biliniyor.” diyor.

 

Referanslar:

1. https://www.nationalgeographic.com/science/article/coronavirus-zoom-fatigue-is-taxing-the-brain-here-is-why-that-happens?loggedin=true

‘Zoom fatigue’ is taxing the brain. Here's why that happens, Julia Sklar, National Geographic, April 24, 2020

2. https://www.nationalgeographic.com/science/article/zoom-fatigue-may-be-with-us-for-years-heres-how-well-cope

'Zoom fatigue' may be with us for years. Here's how we'll cope, Theresa Machemer, National Geographic, April 14, 2021


Yorumlar
Yorum eklemek için giriş yapmalısınız