Kardeş Sahibi Olmanın Hayatımıza Etkileri

Kardeş bağı, insanların çoğu için yaşamlarındaki en uzun süreli ilişkidir. Bu ilişki, zaman geçtikçe daha kuvvetli bir bağa dönüşür ve hayatımızın en önemli yerinde bulunmaya başlar.

Kardeş bağı, insanların çoğu için yaşamlarındaki en uzun süreli ilişkidir. Toplumda yer alan bireylerin büyük çoğunluğunun en azından bir kardeşinin bulunması, bu bireylerin hayatında kardeşlerin önemli rol oynamasına öncülük eder. Kardeşler arasındaki ilişki, evlilik ve ebeveynlik gibi, bireylerdeki samimi ve cana yakın olma ve hayat boyu sosyal destek sağlama gibi olumlu niteliklerin gelişimine ortam hazırlaması açısından çok büyük bir önem taşır. Kardeşler sadece birbirlerinin sosyal ve bilişsel becerilerini etkilemekle kalmazlar, aynı zamanda hayat boyu süren olumlu ve destekleyici bir ilişki olarak da varlığını sürdürür. Kardeşler, birbirleri için hem model oluşturur, hem de dış çevre ile etkileşimlerin gerçekleşmesi, sevgi, saygı ve güven duygularının paylaşımı için uygun bir ortam sağlar.

Erken aile ilişkileri, genç kardeşler arasında özellikle duygusal açıdan yoğun bir ilişki ve anlamlı sosyal etkileşimler ortaya çıkarabilecek duygusal ifadeleri yönetmek için çocuğun yeteneğini ortaya çıkarmaktadır. Küçük çocuklar için bu erken sosyal ilişkiler özellikle ön plana çıkmakta ve çocuk bu etkileşimlerle edindiği duygu düzenleme becerileriyle gelecekteki ilişkilerine zemin hazırlamaktadır.

Birçok araştırmacıya göre, kardeşler arasındaki ilişki doğum öncesi dönemden itibaren başlar ve özellikle duygusal ve yakın dostluk bağı olarak tanımlanır. Bu ilişki, çocuklara kendilerini ve kendileri dışındaki diğer bireyleri tanımaları için eşsiz olanaklar sunan, çocukların kendi kişilik özelliklerinin oluşmasını sağlayan, göz ardı edilemeyecek bir unsurdur. Kardeşler, hemen hemen bütün çocukların sosyal yaşamlarının ayrılmaz bir öğesidir. Birbirleri için oyun arkadaşı, bakımını üstlenen kişi, öğretmen, destek sağlayıcı bir kaynak, kimi zaman da hayatlarının problem yaratıcı bir öğesi haline gelebilirler. Konu ile ilgili yapılan çalışmalar, kardeşler arasında duygusal bir bağlanmanın olduğunu, çocuğun anneden az, babadan çok kardeşiyle vakit geçirdiğini, kıskançlık, saldırganlık gibi olumsuz duyguların olumlu duygulardan daha az yaşandığını belirtmişlerdir.

Aralarında yaş farkı olan kardeşlerde ise birbirini kıskanma davranışlarının görülmesi, bu kardeşlerin birbirleriyle rekabet ve yarış halinde olması ve diğer kardeşten daha az ilgi gördüğünü düşünme, kardeşler arasında kıskançlığın var olduğunu ortaya koymuştur.

Her insanda doğal olan kıskançlık duygusunun kardeşler arasında da olması normaldir. Bunun aşırı düzeyde olmasının nedeni, anne babanın çocuklara karşı tutumlarından kaynaklanmaktadır. Çocuk, anne ve babasının kendisine karşı duyduğu sevgiyi kardeşiyle paylaşmak istemez. Erken yaşlarda başlayan bu kıskançlık, daha sonra çeşitli çekişmeler ve anlaşmazlıklarla sürer. Bu süreç içinde kardeşler hem birbirlerine bağlı, hem de karşı bir tutum içindedirler.

Aile içinde anne ve babanın sergileyeceği tutumların sadece uyum ve kardeş ilişkileri yönünden değil, çocuğun kişilik gelişimi açısından da destekleyici olacağı unutulmamalı ve uygun davranışlar sergilenmelidir.

 

Referans:

1. Şipal RF ve ark. Okul Öncesi Dönemde Aralarında Yaş Farkı Olan ve İkiz Kardeşler Arasındaki Kıskançlığın Karşılaştırmalı Olarak İncelenmesi. Eğitim ve İnsani Bilimler Dergisi: Teori ve Uygulama. Cilt: 3 Sayı: 5 Bahar 2012, 55-68


Yorumlar
Yorum eklemek için giriş yapmalısınız