Pandemi Döneminde Okul Kaygısı

Okul kaygısı yaşayan bir çocuk çeşitli sebeplerle okula gitmek istemez ve okulda huzursuz olduğu için buna bağlı bazı davranışlar gösterir.

Okul, çocuğun akademik gelişiminin yanı sıra içinde yaşadığı toplumu önemsemeyi, sağlıklı sosyal ilişkiler kurabilmeyi, sorumlu davranmayı, kendine ve çevresine zarar verici davranışlardan kaçınmayı, duygularını tanımayı ve yönetmeyi öğrendiği yer olması sebebiyle çocukların hayatlarında hem bilişsel hem sosyal hem de duygusal açıdan çok önemli bir role sahiptir. Ancak, okula başlangıç dönemi ebeveynler ve çocuklar için her zaman çok kolay olmayabilir. Özellikle okula ilk kez başlayan çocuklarda “okul kaygısı” olarak adlandırılan bir durum ortaya çıkabilir. Çocuğun çeşitli sebeplerle okula gitmek istememesine, okulda huzursuz olmasına ve buna bağlı olarak fizyolojik/bedensel belirtiler (baş ağrısı, karın ağrısı, mide bulantısı vb.) göstermesine “okul kaygısı” denir. Okul kaygısı, okulun ilk günü ortaya çıkabileceği gibi herhangi bir zamanda da oluşabilir ve çocuğun okuldan uzaklaşmasına sebep olurken, akademik ve sosyal yaşantısını da olumsuz anlamda etkiler.

Yapılan araştırmalar, okul kaygısının daha çok 3-14 yaş aralığındaki çocuklarda görüldüğünü ve okula ilk kez başlayan çocukların yanı sıra yaz tatili gibi sebeplerle okula uzun soluklu ara veren çocukların da okul kaygısı oranlarında bir artış olduğunu göstermektedir. Dolayısıyla, pandemi sebebiyle okul kaygısı probleminin geçen yıllara kıyasla çok daha yaygın karşılaşılan bir problem haline geleceği ön görülüyor.

Pandemi döneminde çocuklar ilk kez bu kadar uzun süre okuldan uzak kaldılar. Birçok çocuk evde ebeveynleri ile kalmaya alıştı. Öte yandan, ne yazık ki, salgınla ilgili birçok endişe verici olaya şahit olmak zorunda kalan çocuklar oldu. Virüsün aile bireylerinden birine bulaşması sebebiyle sevdiklerini kaybetme korkusu yaşayan çocuklar, hatta kaybeden çocuklar olurken, virüsün yakın çevrelerinde kimseye bulaşmadığı çocuklar bile havadaki endişe kokusundan oldukça etkilendiler. Bu dönemde çocuklara dışarı çıktıları zamanlarda sürekli olarak başkalarına çok yaklaşmamaları, maskelerini takmaları, dezenfektan kullanmaları, ellerini sık sık yıkamaları gibi hatırlatmalar yapıldı. Tüm bu yaşanılanlar ise sadece okuldan uzak kalmalarına değil, okuldan kaygılı bir şekilde uzak kalmalarına sebep oldu. Dolayısıyla, okullar açıldığında, salgın biraz daha kontrol altına alınmış olsa bile hem uzun süre sonra ilk kez ailelerinden ayrılacak olmanın getireceği endişe hem de güvenli limanlarından yani evlerinden ayrılırken kendilerine ve ailelerine hastalık bulaştırma korkusu, daha önce hiç okul kaygısı yaşamamış çocuklarda bile okul kaygısını tetikleyebilir. 

Okulların bütün çocuklar için ne zaman ve ne şartlarda açılacağına dair belirsizlikler devam ederken, anne-babalar bu dönemde çocuklarda oluşabilecek okul kaygısının farkında olmalı ve onları destekleyici birtakım uygulamalarda bulunmalılar.

1) İlk olarak çocuğun kaygılı olup olmadığını, kaygılıysa yaşadığı kaygının arkasındaki ana etkenin virüse yakalanma korkusu mu yoksa tekrardan büyük gruplar arasına girecek olmanın getirdiği kaygı mı olduğunu anlamak gerekir. Bunun için de yapılabilecek en temel şey çocuğu ayrıntılı bir şekilde dinlemektir. Çocuğunuzu tam olarak neyin endişelendirdiğini bilirseniz, problemin çözümüne o kadar yardımcı olabilirsiniz.

2) Çocuklara okulda virüsle karşılaşmayacaklarına dair söz veremeyiz, ancak okulların önceliğinin riski en aza indirmek ve herkesi güvende tutmak olduğunu hatırlatabilir ve bunun için okulların en iyi şekilde hazırlandığına dair güveninizi çocuğunuzla paylaşabilirsiniz. Sizin duyduğunuz güvenin çocuğunuzu da etkilediğini unutmayın!

3) Çocuğa kendini kötü ve kaygılı hissettiği durumlarda iyi hissetmesi için neye ihtiyacı olduğunu sorabilir ve kendisine çözüm üretmesi için fırsatlar sunabilirsiniz. Böyle durumlarda kullanabilmesi için çocukların uygulayabilecekleri farkındalık tekniklerinden yararlanabilirsiniz.

4) Güzel anıları hatırlamak kaygıyı azaltmanın bir başka yolu olabilir. Daha önceki yıllarda okula nasıl gittiği, okula girişte onu selamlamak için kimlerin orada olduğu gibi konuların yanı sıra yaptığı etkinlikler, öğretmenleri ve arkadaşları hakkında konuşarak okuldaki ritüellerini ve kendini mutlu hissettiği anlarını hatırlatabilirsiniz.

5) Okul açılmadan önce okulu beraberce ziyaret edebilir, okula gitmenin bir provasını yapabilirsiniz.

6) Geçmişteki başarılarını hatırlamasını sağlayabilir, daha önce korku veya kaygı yaşadığı durumların nasıl üstesinden geldiğini hatırlatarak zorlukları aşabilmesi için yeterli donanıma sahip olduğuna dair güven verebilirsiniz.

7) Okulların en azından bir süre için tekrar kapanma ihtimaline karşın çocuğun tam sürece alışıyorken tekrar kaygılanmasını önlemek amacıyla çocuğu bilgilendirerek değişebilecek koşullara karşı esnek olmasını sağlayabilirsiniz.

 

Uzm. Psk. Büşra Yılmaz


Yorumlar
Yorum eklemek için giriş yapmalısınız