Çocuklarda Kaygı Bozukluğu Türleri

Çocuklarda en sık görülen kaygı bozukluğu türlerini öğrenmek için yazımıza göz atabilirsiniz.

Yaygın Kaygı Bozukluğu (YKB)

Yaygın kaygı bozukluğu olan çocuk ve gençler hemen her konuda endişelenebilir. Bunlar günlük hayatla ilgili durumlar, küçük sorunlar ya da gelecekle ilgili konular olabilir. Ev ödevleri, sınavlar, hata yapmak gibi bütün çocukların kaygılanabileceği konularda endişelenirler ancak endişeleri çok yoğun ve abartılıdır. Doğum günü partisi, yemek saati, servise binme gibi birçok çocuk için eğlenceli olan zamanlarla ilgili de endişe duyabilirler. Hem kendi hem de yakınlarının sağlığı ve güvenliği, akademik konular, arkadaşlık ilişkileri, gelecekle ilgili beklentileri, aile durumları, dünyayı ilgilendiren sorunlar (küresel ısınma, savaşlar, kirlilik vb.) ve daha birçok konu kaygıya neden olabilir. Kaygıları yüzünden uyumakta zorlanabilir, kabuslar görebilir, iştah kaybı yaşayabilirler. Baş ağrısı, kas ağrısı, karın ağrısı, yorgunluk gibi bedensel yakınmaları olabilir. Sürekli diken üstünde yaşarlar. Kaygıları nedeniyle rahatlatılmaya ihtiyaç duyar ve sürekli onay ararlar (Başımıza kötü bir şey gelmeyecek değil mi?). Dikkat sorunları eşlik edebilir, gereğinden fazla ders çalışabilir ya da okula gitmek istemeyebilirler. Sürekli üzgün ve kaygılı görünürler.

Ayrılık Kaygısı Bozukluğu (AKB)

Çocuklarda 6 ay civarı ayrılık kaygısı başlar, 1.5-2.5 yaş aralığında zirve yapar ve daha sonra giderek azalır. Küçük yaşlarda çocuğun bakım vereninden ayrılmaya gösterdiği huzursuzluk, ağlama ya da kızgınlık gibi tepkiler normaldir. Bu tepkilerin yaşla birlikte azalmasını bekleriz. Bu tepkilerin yaşla azalmadığı ve çok yoğun olduğu durumlarda ayrılık kaygısı bozukluğu söz konusu olabilir. AKB’li çocuklar ebeveynlerine yapışık yaşar, okula gitmeye ya da arkadaşlarıyla oyun oynamaya isteksiz olurlar. Kaybolmaktan ya da ebeveynlerinin başına kötü birşey gelmesinden korkarlar. 12 yaş altındaki çocuklarda en sık görülen kaygı bozukluğu çeşididir. Ergenlik ve erişkinlikte de güvensiz bir durum/tehdit sonrası (deprem, ebeveyn kaybı gibi) ortaya çıkabilir. Genellikle çocukluk döneminde başlayan AKB belirtilerinin yaşla azalması beklenir ancak erişkinlikte de devam eden vakalar vardır. Erken saptanıp iyi yönetilmesi önemlidir.

Sosyal Kaygı Bozukluğu (SKB)

Topluluk önünde bulunmaktan aşırı kaygı duyan gençlerde SKB söz konusu olabilir. SKB’li bireyler başkalarının haklarında ne düşüneceğinden ve kendilerine ne diyeceğinden çok korkar.lar Yanlış ve utanç verici bir şey yapmaktan veya söylemekten çok çekinirler. Sınıfta bildikleri sorular için söz almazlar, sözlü sınava girmek ya da arkadaşlarının önünde sunum yapmak onlar için bir felakettir. Grup aktivitelerinden ve topluluk önündeki herhangi bir performanstan kaçınırlar. Kaçamadıkları durumlarda ise kalp atışları çok hızlanır, çarpıntı, nefessiz kalma, terleme, titreme, karın ağrısı gibi belirtiler deneyimlerler. Huzursuzluk hissi yaşar ve yanaklarının kızardığını düşünürler. Zamanla okula gitmek istememe, arkadaş aktivitelerine katılmama, yalnız başına toplu taşıma araçlarına binmeme, yalnız başına alışverişe çıkmama gibi kaçınma davranışları belirginleşir. Özellikle ergenlik döneminde SKB, depresif belirtilere neden olabilir. Sessiz ve utangaç olmak ile sosyal kaygı bozukluğu birbirine karıştırılmamalıdır.

Seçici Konuşmazlık (Selektif Mutizm)

Çoğunlukla çocukluk çağında görülen, sosyal kaygı bozukluğunun bir türü olarak düşünülen bir durumdur. Çocuk, aile içinde herkesle konuşur hatta bir kısmı çok konuşkan olur ancak belli bazı ortamlarda ve belli bazı kişilerle konuşmaktan çekinir. Genellikle okulda öğretmen ve arkadaşlarıyla ya da başka sosyal bir ortamda yabancılarla konuşmayan çocuk, evde ebeveynleri ve kardeşleriyle, yakın akrabalarıyla ya da parktaki çocuklarla rahatlıkla iletişime geçebilir. Konuşmadığı kişilerle zorunlu durumlarda sözel olmayan, kısıtlı bir iletişim kurabilir ya da öğretmeniyle/seçtiği birkaç arkadaşıyla kısık sesle ve sadece zorunlu hallerde iletişime geçebilir.

Özgül Fobiler

Gerçek bir tehdit oluşturmayan bir nesneden/durumdan duyulan aşırı korkular fobi adını almaktadır. Çocuklarda yaşa göre normal sayılan korkulardan bir önceki yazımda bahsetmiştim. Bu korkular dışında yaş ve gelişim düzeyiyle uyumsuz, aşırı uçlarda yaşanan korkulu durumlarda akla fobiler gelmelidir. Örümcek, böcek, köpek, asansör, iğne, yıldırım, kan görme gibi birçok fobi çeşidi vardır. Özgül fobisi olan çocuk ve gençler kendileri için gerçekte bir tehdit oluşturmayan bu durumdan çok korkar, korkularıyla yüzleşmekten kaçınır, kendilerince güvenlik önlemleri alır. Korktukları durumla karşılaştıklarında ise aşırı huzursuzluk, kalp çarpıntısı, nefessiz kalma, titreme gibi belirtiler yaşar ve sakinleşmeleri uzun zaman alır. Örneğin kedi fobisi olan bir çocuk parka gitmek istemez (kaçınma davranışı) veya parka gitse de ebeveyninden ayrılmaz (güvenlik önlemi).

 

Dr. Tuğba Didem Kuşcu

Kaynaklar

https://kidshealth.org/en/parents/anxiety-disorders.html

https://www.anxietycanada.com/learn-about-anxiety/anxiety-in-children/

https://www.nhsinform.scot/illnesses-and-conditions/mental-health/anxiety-disorders-in-children

 


Yorumlar
Yorum eklemek için giriş yapmalısınız