Çocuklar ve Obezite: Görmezden Geldiğimiz Bir Tehlike Mi?

Bu yazıda obetize kavramından ve çocuklara olan etkisinden bahsetmektedir.

Son yıllarda adını sıkça duyduğumuz obeziteyi, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) vücutta sağlığı bozacak ölçüde aşırı ya da anormal yağ depolanması olarak tanımlamaktadır.

Önemli sağlık sorunlarıyla birlikte ağır psikolojik strese de yol açabilen obezitenin, çocukluk çağında görülme sıklığı giderek artmaktadır. Gelişmiş ülkelerde yapılan çalışmalarda çocukların %20-27'sinin obez olduğu gösterilmiştir. Üstelik çocukluk çağında başlayan şişmanlığın, erişkin yaşlarda devam ettiğini gösteren çalışmalar da bulunmaktadır. Yani “büyüyünce zayıflar” düşüncesi çocuğumuzu riske atmaktan öteye geçmez.

 

Peki obezitenin kaynağı nedir, neden son zamanlarda adını daha sık duyar olduk?

Değişen zaman ile birlikte bizlerin de alışkanlıkları ve davranışları değişti elbette. Ailecek sofrada oturup yenen yemeklerin yerini televizyon ya da bilgisayar başında geçirilen saatler ve atıştırılan abur cuburlar aldı. Apartman yaşamı ile birlikte dışarda oynayamayan çocuklar, asansör kullanımı ile azalan hareketler, kentlerdeki yetersiz yeşil alan, hepsi obeziteye zemin hazırladı.

Toplumumuzda oldukça sık görülen yemek yedirme ısrarı, ödül olarak seçilen yüksek kalorili yiyecekler, hazır besinler, abur cuburlar ve gazlı içecekler de obezitenin görülme sıklığını artırdı.

Oysa değişen zamana ayak uydururken riskleri de görmezden gelmemeli, çocuklarımızın değişen beslenme alışkanlıklarından olumsuz etkilenmemesini sağlamalıyız. Çünkü obezite çocuklarımız için ilerde birçok hastalığa zemin hazırlayan önemli bir sağlık problemidir.

Obezite;

  • Kalp damar hastalıkları, hipertansiyon, diyabet gibi hastalıkların çocukluk yaşlarında ortaya çıkmasına neden olur. Şişmanlık ne kadar erken başlarsa hastalık riski de o oranda artış gösterir.
  • Dengesiz beslenme sonucu geliştiğinden dolayı, gerekli besin öğelerinin tüketilmemesi sonucunda bağışıklık sistemini de etkiler.
  • Yürümede gecikme, düztabanlık, bacaklarda eğrilik gibi ortopedik sorunlara neden olur.
  • Soluk alıp vermede güçlüğe yol açar.

 

Peki obezitenin tedavisi var mıdır?

Çocuklar için önerilen tedavide egzersiz, diyet ve davranış değişikliği yer alır.

Sıklıkla duymakta olduğumuz dengeli ve az kalorili bir diyet uygulama önerisi aslında büyüme çağında olan bir çocuğun düzgün ve ihtiyacına yönelik bir beslenme düzenine uyması açısından oldukça önemlidir.

Diyet ile yavaş yavaş kilo verilmesi, kilo kazanımı olmadan boy uzamasının sürdürülmesi, yeme davranışının değiştirilmesi, ailenin tedavi sürecine katılması ve obezitenin yinelemesinin önlenmesi sağlanmalıdır.

Diyete ek olarak egzersiz uygulandığındaysa daha fazla kilo kaybı sağlanır. Özellikle, uzun dönemde verilen kilonun korunabilmesi için fiziksel aktivite çok önemli bir unsurdur. Ayrıca egzersiz çocuğun psikolojik durumunu da iyileştirir. Haftada en az 3 kez, 30 dakika süresince yapılan aktivitelerin daha sonra yoğunluğu ve süresi yavaş yavaş arttırılabilir.

Davranışsal yaklaşımların amacı ise yeme alışkanlıklarını, aktivitelerini, düşünme biçimlerini değiştirmektir. Davranışsal yaklaşımların temelinde çocukların kendini disipline etmesi yatar. Yine davranışsal yaklaşımların en önemli amaçlarından birisi düzenli fiziksel aktivite alışkanlıklarının çocuklara kazandırılmasıdır.

 

Unutmayalım ki obezite hayati sağlık sorunlarına yol açan, mutlaka kontrol ve tedavi edilmesi gereken bir hastalıktır. Çocuklardaki tedavinin temel amacı yalnızca kilo azalması değil, yaşam boyu sağlıklı beslenme ve yaşam tarzı değişikliklerinin oluşmasını sağlamaktır.

Bu uzun süren ve sabır isteyen süreçte ise ailenin desteği çok önemlidir. Ailenin hayal kırıklığına uğramaması, sabırlı olması ve çocuğu yönlendirmesi gerekmektedir.

 

1.Çocukluk ve Ergenlik Döneminde Obezite. https://sbu.saglik.gov.tr/Ekutuphane/kitaplar/t53.pdf (Son Erişim: 03.11.2020). 2. Babaoğlu K ve Hatun Ş. Sted 2002;11(1):8-10.


Yorumlar
Yorum eklemek için giriş yapmalısınız