Zoom Yorgunluğu ve Çareleri-2

Zoom yorgunluğu için neler yapabilirsiniz? sorusunun cevabını öğrenmek için yazımızı okuyabilirsiniz.

Pandemiyle birlikte büyük bir hızla hayatımıza giren “uzaktan çalışma/eğitim” gibi pratikler bizleri iletişim için dijital platformları daha yoğun kullanmaya zorladı. Yine hızlı bir biçimde özellikle görüntülü iletişim araçlarının insanları beklenmedik şekilde yorduğu gözlendi. Bugün artık araştırmalarla desteklenen ve “zoom yorgunluğu” olarak tanımlanan bu durumun çareleri üzerine konuşuluyor.

KADINLAR DAHA FAZLA ETKİLENİYOR

Zoom yorgunluğuyla ilgili diğer makalede yapılan bir araştırma referans alınıyor ve buna karşı çarelerin tartışılmaya başlandığı bilgisi veriliyor. Aynı gün yayımlanmış olan bu araştırma, işveren ve teknoloji şirketlerinin, özellikle kadınlar için psikolojik yükü azaltırken uzaktan çalışmanın olumlu yönlerini nasıl koruyabileceğini ortaya koyuyor.

Video konferans araçlarının, özellikle bir zamanlar ofiste çalışan pek çok kişi için sosyal mesafeli etkileşimin olağan platformu haline geldiği biliniyor. Kimi şirketler pandemi sona erdikten sonra da uzaktan çalışmayı bir seçenek olarak sunacağını bildiriyor. Ancak bir yıldan fazla bir süredir çevrimiçi yaşayıp çalışan bu topluluk, uzun bir video konferans gününün ardından yaşanan ve "Zoom yorgunluğu" olarak adlandırılan benzersiz yorgunlukla boğuşuyor.

SSRN olarak bilinen araştırma paylaşım platformunda çevrimiçi olarak açıklanan ve 10 binden fazla kişiyle yapılan bir anketi temel alan bir çalışmaya göre, kadınlar ortalama olarak erkeklerden yaklaşık yüzde 13,8 kat daha fazla Zoom yorgunluğu yaşıyor. 

BİLİM TARİF EDER, İLGİLİLERİ ÇÖZÜM ÜRETİR

İsveç'teki Göteborg Üniversitesi'nde sanal gerçeklik ve iletişim uzmanı olan birinci yazar Géraldine Fauville, bilimin bir rolünün bu tür eşitsizlikleri tanımlamaya yardımcı olmak olduğunu söylüyor, “ve bundan sonra toplum ve şirketler, bilimsel temelde bu sorunları çözmek için bu bilgiyi kullanabilir” diyor.

Bu çalışma, kısa molalı görüşmelerle dolu uzun günlerin Zoom yorgunluğuna neden olabileceğini gösteriyor. Kendini ekranda izlemek, ekrandaki yüz kalabalığı, kamera karşısında olunması beklentisi ve sözel olmayan ipuçlarının olmaması... tüm bunlar beyni yoruyor. Böylelikle artık, sorunu neyin tetiklediğini bilerek, hem yöneticilerin hem de teknoloji yaratıcılarının bu yükü hafifletmek için atabilecekleri adımlar üzerinde duruluyor.

Yine çok kişinin merak ettiği bir başka şey doğrulanıyor: Video görüşmelerde, iki görüşme arasında az zaman bırakarak uzun zaman geçirmek daha fazla yorgunluğa sebep oluyor. Sonuçlar aynı zamanda uzaktan çalışanların video görüşmeleri kullanırken savaşmak durumunda kaldığı dört unsuru şöyle sıralıyor:

TESPİT EDİLEN DÖRT SORUN

Birinci olarak, insanlar doğal olarak arkadaşlarının yalnızca omuz ve kafalarının görünür olduğu bir durumda jest ve vücut dilini yorumlayamadığı için sözlü olmayan ipuçlarının eksikliği stres yaratıyor.

İnsanlar bir yandan meslektaşlarının ruh halini anlamak için çabalarken kendi jestlerini abartarak -dramatik şekilde el kaldırmak gibi- bunu telafi edebiliyor.

Video görüşmeleri sırasında insanlar bir noktada sıkışıp kaldıklarını söylüyor, bu şekilde web kamerasının görüş alanında kalabiliyorlar ve bu da stres seviyelerini artırıyor.

Çok sayıda video görüşme aracı kullanıcılara kendi video penceresini de gösteriyor ve araştırmacılar bu sabit, gerçek zamanlı yansımanın “ayna kaygısı” olarak bilinen duruma yol açtığını belirledi. Bu durum, dikkat dağınıklığına neden olan ve artan kaygı ve depresyonla bağlantısı olan stresli bir bilinç durumudur.

Son olarak makale “hiper-gözetlenme” olarak tanımlanan görüşmedeki diğer insanların size gözünü diktiği yönündeki yoğun bir hissin verdiği rahatsızlığı tarif ediyor. Çünkü görüşmedeki herkes aslında gerçekte kime baktığından bağımsız olarak kamerasına bakıyormuş gibi görünüyor. Uzmanlar beynin bu video konferans mimiklerini “çatışma ya da çiftleşme işareti” olarak yorumladığını ve bu durumun onu çok yorduğunu belirtiyor. Bu durum, meslektaşınızın yüzünün ekranda sizden bir adım ilerdeymiş kadar büyük göründüğü bire bir görüşmelerde daha ağır hissediliyor.

BİREYSEL DEĞİL TOPLUMSAL ÇÖZÜMLER OLMALI

Araştırmaya göre kadınlar gün içinde toplantılarda erkeklerden daha uzun zaman geçiriyor ve daha kısa aralar veriyor. Yine kadınlar ayna kaygısını ve sıkışıp kalmışlık hissini daha fazla yaşıyor.

Zoom yorgunluğu bu şekilde tanımlandıkça, ondan kaçınmak için üretilen çözümler de gelişiyor.

Video görüşmeler sırasında daha doğal hareket edilmesine izin vererek sıkışma/kapana kısılma hissini azaltmayan yarayan ayakta durarak kullanılan masalar bir çözüm olabiliyor.

Zoom yorgunluğunun ZEF ölçeğindeki ölçülebilir etkilerinden biri olan olan göz yorgunluğunu azaltmak için ekranında turuncu bir filtre kullanılabiliyor.

Ancak uzmanlar Zoom yorgunluğunun bireysel çözümlerle giderilmesinin eşitsizlikleri daha fazla yoğunlaştıracağını, asıl olarak işverenlerin bu konuda geliştirilen standartları uygulamasının uygun olduğunu vurguluyor.

Buna göre, örneğin haftada bir gün video görüşmesiz gün olması, toplantılar arasında 10 dakikalık araların bulunması ya da toplantı için seçilecek aracın titiz seçilmesi (çok gerekmedikçe telefon, yazışma vs. kullanımı) gibi çözümler üzerinde durulabilir.

ŞİRKETLERİN ÇÖZÜM ÜRETMESİ ÖNEMLİ

Öte yandan video görüşme araçlarını üreten şirketlerin de Zoom yorgunluğunu azaltacak çözümler üretmesi önem taşıyor. Uzmanlar, ayna kaygısını azaltmak için örneğin kişinin kendi görüntüsünün default olarak birkaç saniye sonra kaybolması gerektiğini öne sürüyor.

Yine aşırı gözetlenme duygusunu hafifletecek teknolojik çözümlerin üretilmesi üzerinde duruyor.

 

Referanslar:

1. https://www.nationalgeographic.com/science/article/coronavirus-zoom-fatigue-is-taxing-the-brain-here-is-why-that-happens?loggedin=true

‘Zoom fatigue’ is taxing the brain. Here's why that happens, Julia Sklar, National Geographic, April 24, 2020

2. https://www.nationalgeographic.com/science/article/zoom-fatigue-may-be-with-us-for-years-heres-how-well-cope

 


Yorumlar
Yorum eklemek için giriş yapmalısınız