Uzmanlar pandemiyle birlikte ortaya çıkan yeni süreçte eğitim formunun farklılaşmasının yarattığı yeni sorunlar üzerinde duruyor ve ilgili tüm tarafların süreci uyanık bir biçimde takip etmesi gerektiğini söylüyor. Öğretmenlerin yeni duruma uyumda üstlendiği rolün kritik olduğu vurgulanırken, ev-okul-aile rollerinin de bu duruma uygun biçimde yeniden tarif edilmesi gerekli görülüyor. Karşı karşıya kalınan sorunların “bize özel”miş gibi görülmemesi ve paylaşıp destek istenerek çözülmesinin mümkün olduğu vurgulanırken uzmanların da bu paylaşımlara açık olduğu üzerinde duruluyor. Yeni normal, yeni eğitim; bu başlıklara yoğunlaşan bir içerikte ele alındı.
Paylaş Büyüsün'ün belli aralıklarla gündemdeki yakıcı konuları ele aldığı Canlı Yayın programlarından biri de 28 Ekim Çarşamba akşamı gerçekleşti. "Yeni normal, yeni eğitim: Anne-babalar ve öğretmenler olarak önceliklerimiz neler olmalı?" başlıklı programda pandemiyle birlikte zorunlu olarak yürürlüğe giren uzaktan eğitimin öncelikli sorunları ve bunlara ilişkin olası önlemler üzerinde duruldu.
TED Adana Koleji Direktörü Mustafa Balkaş, Eğitim Bilimci Dr. Onur Seçkin ve Uzman Psikolog Danışman Şükran Başarır'ın katıldığı programda “yeni normal” haline gelen yeni eğitim kurgusunda veli/öğretmen ve öğrenciler açısından sorun yaratan kritik başlıklar ele alındı.
'Olağanüstü bir dönem olduğunu kabul etmek gerek'
Pandemiyle birlikte okul ve ev ortamlarının içiçe geçtiğini belirten Şükran Başarır, öncelikle bunun “olağanüstü bir dönem” olduğunu teslim etmek gerektiğini vurguladı. Okulun eve taşınmasının biraz da tek taraflı bir dayatma olarak gündeme geldiğini söyleyen Başarır, bunu sorgulamak ve geri bildirimlerle gerekli revizyonları yapmak ihtiyacına dikkat çekti.
Pandemi sürecinde eğitimcilerin yaşadığı dönüşüm üzerinde duran Mustafa Balkaş'sa bu dönemde öğretmenlerin çok ciddi bir gelişme kaydettiğini söyledi. Teknolojik uygulamaların hızla öğretmenler tarafından kullanılmaya başlandığını ve öğretmenlerin ciddi bir mesleki gelişim kaydettiğini belirten Balkaş, bu süreçteki önemli bir meselenin “çocukları ekran başında motive etmek” olduğunu vurguladı.
'Herşeye yetişmek imkansız'
Uzaktan çalışma-uzaktan eğitim gibi yeni durumların ortaya çıkmasıyla birlikte evde ebeveyn olma rolünün çok farklılaştığı üzerinde durulan programda, velilerin genel olarak büyük bir eksiklik duygusu ve vicdan azabı hissetmesi bir sorun olarak ortaya kondu. Şükran Başarır, artan yüklerle ilgili olarak bir kez daha “olağanüstü dönem” vurgusu yaptı ve “her şeye yetişme” kaygısının yersiz olduğunu kaydetti. Her ailenin kendi koşullarını ayrıca değerlendirmesi gerektiğini belirten Başarır; destek, yardımlaşma ve fikir alma pratiklerinin her zamankinden daha önemli hale geldiğini vurguladı.
'Müdahale dikkat dağıtır, özgüveni sarsar'
Yeni bir fenomen olarak uzaktan eğitim döneminde velilerin nasıl konumlanacağına dair belirsizlikler üzerinde durulan programda, çocuklara doğrudan bilgisayar başındayken eşlik etme ve ödevler konusunda müdahale etme gibi konular da ele alındı. Bu başlıkla ilgili çok ilginç örnekler olduğunu söyleyen Şükran Başarır, çocukların özellikle özgüven ve kişiliklerinin gelişimi için onlara ait alanlara müdahale edilmemesi gerektiğini vurguladı. Velilerin herşeye müdahale ettiği durumların çocukların dikkatini dağıttığını ve özgüvenini sarstığını kaydeden Başarır, takip ve yardım etmenin gerekebileceğini ancak bunun çocuğun gereksinimine göre belirlenmesinin uygun olduğunu söyledi.
Ödevlerle ilgili olaraksa bunun erken yaşlarda çözülmüş olması gereken bir disiplin sorunu olduğunu söyleyen Başarır, ödev verirken ve takibini yaparken “seçenekler oluşturma”nın çocuklara iyi geldiğini belirtti.
'Kırmızı ışıkta geçilmez'
Özgüven meselesinin öneminin altını çizen Mustafa Balkaş da anne-babaların çocuğun öğretmeni olma rolüne -kendileri öğretmen bile olsa- soyunmalarının yanlışlığı üzerinde durdu. Balkaş “Yanında oturup durmak doğru değil, kontrol etmek olabilir. Ama baskı, zorlama, derse müdahale bunlar sınır ihali. Çocuğun sınırına giriyorsunuz. Ha kırmızı ışıkta geçmişsiniz, ha çocuğun dersine müdahale etmişsiniz” diyerek öğrenmenin duyguyla bağına dikkat çekti ve çocuğun bu müdahaleler sonucu tamamen paralize olacağını belirtti.
Kamera kullanımına ilişkin olarak bunun yeni bir deneyim olduğundan bahseden Balkaş, kameraların açık tutulması konusunda “hangisi henüz doğrudur bilmiyoruz” dedi. Balkaş canlı derslerle ilgili olarak öğrenme sürelerinde beynin bilgiyi işleme süreçlerine ilişkin verilerin dikkate alınması gerekliliğine dikkat çekti.
Hassas grup: Ergenler
Ergenlerde pandemi sürecinin çok farklı tezahürlerinin olduğunu belirten Şükran Başarır, bir kısım ergenin yeni duruma hızla uyum sağlayarak bundan memnun kaldığını; bakşa bir kısmınınsa derin bir içe kapanma tepkisi verdiğini anlattı. Başarır, ergen ebeveynlerinin çocukları boğacak, onlara çocuk muamelesi yapacak şekilde ısrarla yaptıkları müdahalenin de, tamamen kendi haline bırakmalarının da doğru olmadığını belirterek uygun bir iletişim geliştirilmesinin önemine dikkat çekti.
Masabaşında durmak bir dert
Velilerin çaresiz hissettiği bir konu olarak çocukların masabaşında tutulması sorunu üzerinde durulurken; başka şeye yoğunlaşma, kalkıp dolaşma vs. gibi hareketlerin son derece normal karşılanması gerekliliği vurgulandı. Çocukların okulda teneffüse koşmalarını hatırlatan Şükran Başarır okul ve evdeki teneffüslerin farklılığına dikkat çekerken, çocukların ders arasında harekete olan ihtiyacını ve bunun bir şekilde karşılanması gerektiğini vurguladı.
'Çocuklar okula gelmekten mutlu'
Çocukların okula gelmeye başlamasıyla birlikte ortaya çıkan “en çok neyi özledikleri” sorusuna Mustafa Balkaş, “herşeyi” yanıtını verirken, çocukların arkadaşlarını, öğretmenlerini, bizzat okul binasını, iletişimi özlediklerini gözlediğini anlattı. Çocuklarla sürekli konuştuğunu kaydeden Balkaş “Çok iyi hissediyorum diyorlar, geldiğine pişman olan hiç görmedim” ifadelerini kullandı.
'Paylaş Büyüsün çağrısı'
Ev içinde olası gerilimler için önleyici ve telafi edici pratiklerin, aile içinde babaların da eşit rol üstlenmesi gerekliliğinin, sanat-spor gibi disiplinlerin akademik başarı açısından vazgeçilmezliğinin üzerinde durulan program, Paylaş Büyüsün'de daha fazla paylaşım yapılması çağrısıyla son buldu.
“Yeni normal, yeni eğitim” başlığındaki asıl sıkıntının özellikle veliler cephesinde, kendi yaşadıkları sorunların çok özel sorunlar olarak kavranmasından kaynaklandığına dikkat çekildi.