Deprem Sonrası Çocuklarımızın Ruh Sağlığını Nasıl Koruyacağız?

Bu yazıda “Çocuklarımızda deprem nedeniyle tetiklenen kaygı sorunlarını nasıl anlayabiliriz? Neler yapmamız gerekir” sorularının ele alındığı canlı yayından önemli bilgilere ulaşabilirsiniz.

İzmir'de gerçekleşen depremin ardından çocukların bundan nasıl etkilendiği ve anne babaların yapması gerekenler konusu hızla ön sıralara yerleşirken uzmanlar da bu konudaki soruları masaya yatırıyor ve ebeveynlere düşen görevleri ele alıyor. Paylaş Büyüsün'ün 3 Kasım Pazartesi ve 4 Kasım Salı akşamları gerçekleşen canlı yayınlarında Dr. Yankı Yazgan, Prof. Dr. Ayşe Bilge Selçuk ve Dr. Çağrı Kalaça, depremden hemen sonraki süreçte mutlaka dikkat edilmesi gereken noktalar üzerinde durdu. Programlarda ayrıca “Çocuklarımızda deprem nedeniyle tetiklenen kaygı sorunlarını nasıl anlayabiliriz? Neler yapmamız gerekir” başlığı da ele alındı.

Felaket süreçlerinden daha güçlü bir şekilde çıkma imkanlarını geliştiren mizah, birliktelik ve dayanışma gibi başlıkların da ele alındığı iki oturumluk canlı yayın programlarına Paylaş Büyüsün web sitesi ve youtube kanalından ulaşabilirsiniz. 

Program sonucu sorularınıza cevap oluşturabilecek kritik noktaları sizin için şöyle derledik:


Depremin hemen ertesinde neler yapmalıyız?

  • En önemlisi çocuklarımızın yemek ve uyku gibi temel ihtiyaçların sağlanması...
  • Çocukların kendilerini güvende hissetmesini sağlamalısınız. Ne kadar tedirgin ve endişeli olursanız olun, onların yalnız, korunaksiz ya da güvensiz hissetmelerine engel olacak şekilde davranın. Şefkat duygunuzu hissetsinler. Güvenliklerini sağlamaktaki kararlılığınızı görsünler...
  • Böyle dönemlerde televizyonlar deprem ile ilgili sürekli, neredeyse kesintisiz biçimde yayın yapıyorlar. Ağır ve dramatik görüntülere sürekli maruz kalmak çocuklarınızı olumsuz etkileyecektir. Haberleri izlemek için akıllı telefonlar, sosyal media gibi kaynaklardan daha fazla yararlanın ve çocuklarınızı bu yoğun haber ve dramatik görüntü bombardımanından koruyun...
  • Çocuklar tutumlar ve duyguları en çok anne babalarının beden dillerinden, yüzlerindeki ifadelerden ve ses tonlarından okurlar. Telefonda konuşurken, diğer yetişkinlerle sohbet ederken, çouklarınızın sizi izlediğini unutmayın. Panik, karamsarlık, endişe yaratabilecek diyaloglarda, çocuklarınızın sizi dinlemediğinden, izlemediğinden emin olun.
  • Çocuklarınızı dinleyin, ihtiyaçlarını anlayın, onlarla konuşun. Onların kendilerini ifade etmelerini kolaylaştırın.
  • Siz de duygu ve düşüncelerinizi yok saymayın, örtmeyin, gömmeyin. Siz de kendinizi ifade etmelisiniz. Her şey normalmiş gibi davranmak ne mümkün ne de istenir bir şey, kaygı ve diğer duyguların ifade edilmesi önemli…
  • Ancak şunu da ihmal etmeyin: Çocuklarınız sizi ve ailenizin koruyuculuğunu, şefkatini, sağladığı güveni hissetmeliler. Birlikte ve elbirliği ile olağanüstü de olsa zorlukların üstesinden gelebileceğinize inanmaları önemli...

 

Çocuklarımızda deprem nedeniyle tetiklenen kaygı sorunlarını nasıl anlayabiliriz? Neler yapmamız gerekir?

  • Karşılaştıkları travmalara karşı çocuklar birbirinden farklı tepkiler verirler. Bunda belirleyici olan nedenlerden biri, önceden yaşamış oldukları travmalar olabilmektedir. Geçirilmiş kazalar, ciddi hastalıklar, ameliyatlar gibi… Bu durumlarda çocuklar, bu yeni travma karşısında daha hassas ve kırılgan olabilir.
  • Bir diğer farklılaştırıcı faktör, çocuğun “mizacı”dır. Çocuklar kendilerine özgü mizaç özellikleri ile doğarlar. Bu farklılaştırıcı özellikler, travmalar karşısında farklı reaksiyon göstermelerine neden olabilir. Çocuklarınızı başka çocuklarla, hatta kardeşleriyle karşılaştırarak değerlendirmeyin.
  • Çocukların travmalar nedeniyle yaşadıkları yoğun kaygıya ilişkin belirtiler farklı şekillerde kendini gösterebilir: Uykuya geçememe, yemek sorunları, barsak hareketlerinde değişiklikler karın ağrıları gibi.
  • Çocukların yaşadıkları kaygı bazen, daha önceki aşamalarda çözülmüş bazı sorunların yeniden ortaya çıkmasına da yol açabilir: Altına kaçırma, sürekli mızmızlanma, bebek gibi konuşma, anne-babaya yapışma, birlikte uyumak isteme gibi. Bunların da kaygı belirtileri olabileceğini unutmayın.
  • Bazı çocuklarda kaygı belirtilerinin ortaya çıkması, travmadan hemen sonra olmaz: Daha geç bir dönemde ortaya çıkabilir. Anne babalar bunun travmaya ilişkin kaygılarla ilişkili olduğunu fark edemeyebilirler. Bu konuda da farkındalığınızı yüksek tutun.
  • Eğer kaygı belirtileri günlük işlevlerin aksamasına yol açacak şekilde uzarsa, destek almanız, uzmanlara danışmanız gerekebilir.
  • Birinci dereceden kayıpları olan ve travma öyküsü olan çocukların destek alması öncelikli olabilir...

 

Kaynak: Paylaş Büyüsün canlı yayınlarından derlenmiştir.



Yorumlar
Yorum eklemek için giriş yapmalısınız