Bu Yaz Ağustos Böceği Değil, Karınca Olmak Lazım-2

Paylaş Büyüsün´ün “Eylül sonrasında bizi neler bekliyor?” başlıklı canlı yayınında Dr. Tomris Cesuroğlu, Dr. Çağrı Kalaça ve Dr. Yankı Yazgan pandemi sürecinde eğitim politikaları ve bunun toplumsal sonuçları üzerine konuştu.

Uzmanlar Eylül ayı gelmeden önce okullar ve eğitim için adımlar atılması gerektiği konusuna dikkat çekiyor. Paylaş Büyüsün'ün “Eylül sonrasında bizi neler bekliyor?” başlıklı canlı yayınında pandemi sürecinde eğitim alanındaki kayıplar, bunların nasıl ele alınması gerektiği ve olası çözüm yolları üzerinde duruldu. Dr. Tomris Cesuroğlu, Dr. Yankı Yazgan ve Dr. Çağrı Kalaça'nın katıldığı programda önümüzdeki yaz aylarını geçen yıl olduğu gibi geçirmenin, kayıpların telafisinde hiçbir yarar sağlamayacağı vurgulandı.

Paylaş Büyüsün'ün “Eylül sonrasında bizi neler bekliyor?” başlıklı canlı yayınında Dr. Tomris Cesuroğlu, Dr. Çağrı Kalaça ve Dr. Yankı Yazgan pandemi sürecinde eğitim politikaları ve bunun toplumsal sonuçları üzerine konuştu.

Programın tümünü izlemek için buraya tıklayın!

'YÜZYÜZE EĞİTİMİN ÖNEMİ KONUSUNDA MUTABAKAT ŞART'

Öğretmen dünyasının fikirlerine ihtiyaç olduğunu vurgulayan Yankı Yazgan çocukların temel gereksininimi olan sosyal ve duygusal gelişim gereksiniminin okulda kazanıldığının altını çizdi. Uzaktan eğitimin tamamlayıcı rol üstlenebileceğini kaydeden Yazgan, “Özellikle çocukların 12 yaş öncesi dönemdeki zihinsel operasyonlarının birebir, yüz yüze ilişkide daha iyi şekillendiğini biliyoruz. Nörogelişimsel sorunları olan, duygudurum bozuklukları, düşünsel bozuklukları olan çocukların yine dijital araçlarla eğitimde yüz yüzedeki kadar verimi alamadıklarını görüyoruz. Bu nedenle yüz yüze eğitimin tartışılmaz olarak asgari bir nokta olacağı konusunun karar mekanizmaları içinde netleşmesiyle, bunun herkesin tartışmayacağı bir nokta olduğu konusunda bir mutabakat lazım.” dedi. “İç rahatlığının” sağlanması konusunda otoritelere rol düştüğünü hatırlatan Yazgan, kaygının azaltılması için güven verilmesinin önemli olduğunu belirtti. Cesuroğlu'nun “lider konumdaki eğitim kurumlarının önderlik etmesi” fikrinin çok önemli olduğunu belirten Yazgan, toplumsal eşitsizlikler, müfredat, dijital eğitim gibi bütün başlıkların birlikte düşünülmesiyle topyekün çözümler üretilebilmesi için bir imkan yaratılabileceğini vurguladı.

'YAZ AYLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ ÇOK ÖNEMLİ'

Dönüşümü sağlamak için özellikle eğitim alanındaki paydaşlara kritik yükler düştüğünü belirten Tomris Cesuroğlu, yaz aylarının bu açıdan değerlendirilmesinin önemine dikkat çekti. Cesuroğlu, sorunları okullaşma, sosyal/duygusal kayıplar ve eğitim-öğretim kayıpları şeklinde sıraladı ve önce bir durum tespiti yapıp ardından sorunların üzerine gidilmesi için harekete geçilmesi gerektiğini belirtti.

Yankı Yazgan sınav sisteminin öğrenci kitlesinin yüzde 10-15 kadarını etkilediğini ve bu sınav odaklı sistem meselesinin ayrıntılı olarak ele alınması gerektiğini vurgularken sosyal – duygusal gelişim bahsinin sorunlar listesinde geride bırakılmasının yanlışlığına dikkat çekti ve “İsterseniz Harvard'a, MIT'e gidin. Okulu bitirip derece alabiliyorsunuz.

Ama iş bulamıyorsunuz. … Bu EQ meselesini küçümsüyor insanlar, ‘nedir ki, IQ'su olmayanların tesellisi' diye konuşuyor komedyenler. IQ'nuzla işe alınıyorsunuz, ama EQ'nuz işte kalmanızı sağlıyor. Bu kesin bir veri, bunun gibi düşünmek lazım. İnsan olma sürecinin önemli bir aşaması okullarda olmak. Enfeksiyon uzmanlarının, göğüs hastalıkları uzmanlarının görüşlerine daha fazla ihtiyacımız var. Onların okulların emniyetliliğiyle ilgili ölçütleri çok açık koymaları ve okulların toplumdaki en emniyetli yer olduğu inancını ve durumunu pekiştirmek gerekiyor.” dedi.

 


Yorumlar
Yorum eklemek için giriş yapmalısınız