Başarının anahtarı: Duyguları yönetmek

Çocuklarının başarılı olup olmayacağını zekâ testleriyle ölçmek isteyen ebeveynlerin, ihmal ettiği ve çağımızın kritik başarı ölçütü olan duygu yönetiminin bazı alt başlıkları vardır... gelin bunları beraber öğrenelim!

Çocuklarının başarılı olup olmayacağını zekâ testleriyle ölçmek isteyen ebeveynlerin, ihmal ettiği ve çağımızın kritik başarı ölçütü olan duygu yönetiminin dört ana başlığı var: Duygu kontrolü, özdenetim, odaklanma ve sabırlı olma. Selçuk Şirin ve Yankı Yazgan'ın ilham veren söyleşisinde, Türkiye'de netlik sağlanması gereken bir başlık olarak zeka testleri ve başarı ilişkisi üzerinde duruldu.

Prof. Dr. Selçuk Şirin ve Dr. Yankı Yazgan'ın, Paylaş Büyüsün için gerçekleştirdikleri “İlham Veren Bir Söyleşi”de, her ikisinin hayatlarında da çok önem taşıyan ve geçtiğimiz günlerde kaybettiğimiz Doğan Cüceloğlu anıldı. Şirin ve Yazgan, Cüceloğlu'yla anılarını ve ona dair düşüncelerini paylaştıkları konuşmanın bir bölümünde de Türkiye'de son dönem ebeveynlerin aklını meşgul eden ve netlik sağlanması gereken başlıklara da değindi.

Ebeveynlerin gündelik hayatta ekran yönetimini çok dert ettiklerini söyleyen Selçuk Şirin, kendisinin canını da sıkan bir diğer sorunun da “zekâ testleri” olduğunu vurguladı. Türkiye'de bunun çığırından çıkmış halde olduğunu belirten, özellikle 6 yaş altında bunun güvenilirliğinin tartışmalı olduğunu söyleyen Şirin'i, Yankı Yazgan da destekledi. Yazgan, bu ölçümlerin geleceğe dönük kestirim kabiliyetinin yüksek olmadığını, oysa ebeveynlerin “fal baktırır gibi” bu testleri yaptırdıklarını söylerken gelişimde ciddi şüphe uyandıran durumlar dışında, bu testlerin manasının olmadığını vurguladı.

Şirin, 7-11 yaş aralığında da yapılan testlerin ne çocuğa, ne ailesine, ne de okula faydası olduğunu ve ebeveyni “çocuğu dâhiymiş gibi” bir yanlışa düşürdüğünü söyledi.

Zekadan daha kritik başarı ölçütleri var

Şirin ve Yazgan, geleceği kestirme konusundaki ebeveyn kaygılarının, özellikle zeka testlerine bağlanmasının doğru ve yararlı olmadığını vurguladıktan sonra, çocuklar için sosyal-duygusal gelişimin daha fazla önemsenmesi gerektiğini anlattılar.

Yeni Zelanda'da yapılan bir çalışmanın, başarı ölçütleri konusunda eldeki en sağlam veri tabanını oluşturduğu üzerinde durulurken, burada IQ kadar sosyoekonomik statü, annenin eğitim seviyesi gibi faktörlerin başarı üzerindeki etkisine dair değerlendirmelerin yer aldığı konuşuldu.

Yine bu araştırma sayesinde ortaya çıkan bir başka önemli noktanın; öz denetim, kendini kontrol, odaklanma ve sabırlı olma gibi duygusal gelişim faktörlerinin, başarılı olmada rolü olduğu üzerinde duruldu.

Duyguları daha iyi anlamayı önemseyin

Şirin ve Yazgan, ebeveynlere; “Erken yaşlarda çocuklarınız için bir şeye odaklanacaksanız, bu zihinsel becerileri, duyguları daha iyi anlama ve onları yönetebilme becerilerine odaklanın.” mesajı verdiler. Çocuk gelişiminde, örneğin “sıra beklemeyi” öğretmenin ne kadar önemli ve değerli olduğu üzerinde duruldu.

Duygu farkındalığının geliştirilen bir özellik olduğu belirtilirken, duyguların karmaşık yapısının çözümlenmesinin ayrı bir beceri gerektirdiği vurgulandı.

Selçuk Şirin, Türkiye'de duygusal boyutun ihmal edilerek zekaya fazla önem verilmesinin, sorunlu olduğunu tekrar vurgularken “Dünyada aklın yaptığı her şeyi robotlar bizden daha hızlı yapabiliyor, ama duygularımızın yerine geçen bir robot icat edilmedi.” ifadelerini kullandı.

 

Canlı yayın linkine buradan ulaşabilirsiniz.


Yorumlar
Yorum eklemek için giriş yapmalısınız